Yabancı Stratejik ve Finansal Yatırımlar için Neden Türkiye?
Türk Özel Sektörü ile Ortaklığın Faydaları
En Umut Veren Pazar Fakat İyi Bir Ortak Gerek
Yabancı Stratejik ve Finansal Yatırımlar için Neden Türkiye?
1923 yılında kurulan laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti, stratejik bir şekilde Avrasya'da yerini almış, Istanbul, 3 saatlik uçuş mesafesinde ulaşılabilen çok sayıda iş noktasıyla, bir merkez haline gelmiştir.
İstanbul'dan birçok şehre, artık dünya standartlarında bir havayolu şirketi olan ve 200'den fazla ülkeye uçan Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşları ile rahatça ulaşılabilmektedir. Uçuşlar Los Angeles, New York, Londra, Johannesburg, Dubai, Moskova, Türki Cumhuriyetlerin önde gelen şehirleri, Pekin, Tokyo, Singapur ve benzeri en uzun mesafeleri bile kapsamaktadır.
Türkiye bugün birçok iş/ticaret, barış ve çok yönlü savunma kuruluşlarının ve topluluklarının üye ülkesi olarak dünyadaki etkinliklerin aktif bir katılımcısı ve G20'nin önemli bir üyesidir. Ayrıca 1995'ten beri Avrupa Gümrük Birliği Üyesi olup, 2004 yılının Aralık ayında başlayan katılım görüşmelerinden bu yana bölüm başlıklarında büyük bir çabayla ilerlemektedir.
Türkiye bugün BRIC'ten sonra en iyi yatırım ülkesi olarak değerlendirilmekte ve sadece yatırımcılar değil, ABD, Rusya, Çin ve birçok Avrupa ülkesi, Orta Doğu, Asya ve Afrika ülkeleri dahil olmak üzere çoğu ülke yönetimi, kendi ülkeleri arasındaki ticaret ve yatırımı geliştirmek üzere burada iş teşvikleri ve kampanyaları başlatmıştır.
Türkiye $730 milyar GSMH ($1 milyar GDP-SAP ile 15. en büyük) ve %50'si 29 yaş altındaki 75 milyon nüfusuyla dünyanın en büyük 16. ekonomisi yanısıra, en genç ekonomilerden biri olmuştur. 2002'den bu yana, 2008 sonu ve 2009'daki krizi hesaba katmazsak, ortalama büyüme %7,5 düzeylerine ulaşmış, 2010'da %8,9'luk şaşırtıcı büyümesiyle gelişen ekonomilerden ayrışmayı kaydetmiştir.
Türkiye, geçen on yıllık sürede ihracat ve turizm gelirlerinde yükselme kaydetmiş, ihracat $120 milyar aşarken, ticaret hacimleri $300 milyar ulaşmıştır. Türkiye 30 milyon turist ve 2010'daki zor ekonomik döneme rağmen $20 milyar gelir ile 7. en çok ziyaret edilen ülke olmuştur.
Türkiye IMF ve NATO toplantıları, Avrupa Futbol ve Dünya Basketbol Şampiyonaları ile birlikte iş, kültür ve spor alanında önemli uluslararası etkinlikler için bir merkez haline gelmiştir.
Türk Özel Sektörü ile Ortaklığın Faydaları
Türkiye’de geçmişteki birçok sosyalist ve kapalı ekonomiden farklı olarak 1920'lere uzanan köklü bir özel sektör geçmişi mevcuttur.
Türkiye 20'den fazla aile holdingi ve 250.000'den fazla KOBİ'den oluşan esnek iş dünyası, gelişmiş sivil toplum örgütüyle EMEA ve Rusya-Türki Cumhuriyetler bölgesinde en büyük sanayi, teknoloji ve hizmet platformlarından biri haline gelecek şekilde dönüşüm geçirmiştir.
Türkiye her tür ürün ve hizmeti dünya çapında Türkiye’de üretebilecek/sunabilecek, hem batılı hem doğulu bakış açısıyla, değişikliklere ve zorluklara kolay adapte olan, krizlere bağışıklık kazanmış, nitelikli ve yetkin bir girişimci ve profesyonel beşerî sermayeye sahiptir.
Türkiye finans, perakende, turizm, sağlık, iş ve telekomünikasyon hizmetlerinde kullanıcılara hizmet sunabilen güçlü ve yenilikçi bir oyuncudur.
Teknolojiye kolay adapte olan genç ve dinamik bir toplumdan beslenen, mobil ve sabit telekomünikasyon ve internet katma değerli hizmetlerinde, eğlence, içerik, bankacılık, interaktif dijital ve mobil pazarlama ve reklamda ve sosyal medya dinamikleriyle iş yapmada dünyada eğilim belirleyici bir ülkedir Türkiye.
İstanbul bir yandan dünyanın en önemli finansal merkezlerinden biri olmaya adayken, Türkiye dünyanın en gelişmiş e-devlet ve finans altyapısını tamamlamış durumdadır. Bağımsız Merkez Bankası, BDDK ve SPK Yönetimleri ile İMKB ve Takasbank, hazine bonosu, hisse senedi vb finansal işlemlerin saydam ve sorunsuz olmasını teşvik etmektedir.
Türk piyasası en üst kalitede Türk ve uluslararası yatırım bankaları, aracılar, uzmanlaşmış kurumsal finansman butikleri, danışmanlar ve bağımsız denetim ve hukuk şirketleriyle iyi hizmet alınan bir piyasadır.
Birçoğu İstanbul'dan 10-100 ülkeyi yöneten 23.000 yabancı sermayeli şirketin (2001'de sayıları 5.000'dir) varlığı, yasal düzenleme ortamını geliştiren yeni ticaret yasasıyla birlikte, istikrarlı ve güvenilir bir faaliyet zemininin kanıtıdır.
En Umut Veren Pazar Fakat İyi Bir Ortak Gerek
Geçen 5 yılda YDY 90 milyar $'a ulaşmış olup, neredeyse tamamı şirket ortaklıkları, satın almaları yoluyla olmuştur. Bu rakamın 2011-2016 yılları arasında 125 milyar $'a ulaşması bekleniyor.
Girişim (Özel) sermayesi 2005-2010 arasında 12 milyar $'ın üzerine çıkmış, 2011-2016 yılları arasında ise 20 milyar $'a ulaşması bekleniyor.
Girişim (Özel) sermayesi de dahil olmak üzere yabancı ve Türk şirketleri arasındaki ortaklıkların sayısı 2005'ten bu yana 500'ü aşmış olup, işlemler küçük ve orta ölçeklilere kaydıkça 1000'in üzerine çıkması bekleniyor.
Böylesine yüksek ve hızlı YDY girişini hazmetmek Türk Şirket Sahipleri ve Profesyoneller için kolay olmamış ve yakın gelecekte de olmayacaktır. Yönetim kurulu düzeyinde birçok sorun yaşanıyor olduğu bilinmektedir.
Yabancı yatırımcılar da, aynı Türk tarafındaki gibi koşullar elverişli olsa da kültürel açıdan farklı faaliyet ortamında birçok güçlükle karşılaşmaktadırlar.